Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    İhlas Suresi

    FIRTINA
    FIRTINA
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3752
    Doğum tarihi : 09/08/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 24
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    İhlas Suresi Empty İhlas Suresi

    Mesaj tarafından FIRTINA C.tesi Ara. 19, 2009 3:00 am

    İhlas Suresi 090ihlas

    Download



    MÂNÂSI

    De
    ki: O, Allah, birdir. Allah, her yönden eksiksizdir ve her dileğin
    merciidir, her şey kendisine muhtâc olan Şanlı, Uludur. O, doğurmadı ve
    doğurulmadı. O'na hiçbir şey denk de olmadı.



    Tefsir -
    Bu sûreye "İhlâs" ve "Kul Hüva'llâhü Ehad" Sûresi denir. Bu sûre,
    Müslümanlığın temeli olan "Allâh'ın biriği" akidesini en güzel ve en
    açık bir şekilde beyan eder ve Allâhu Teâlâ'yı herkesin anlıyacağı bir
    surette anlatır. İslâm îtikadına aykırı olan bozuk itikatları da apaçık
    anlatır. Sahih rivayetlere göre, müşriklerle yahudilerden bir cemaat,
    Peygamber Efendimize gelerek: "Seni bize elçi gönderen ve kendisinden
    başkasına ibâdet olunmamasını isteyen Allah nasıl bir şeydir? O'nu bize
    vasıfları ile anlat, belki Sana îman ederiz" demeleri üzerine bu sûre
    nazil olmuş ve bununla Allâhu Teâlâ en güzel, en iyi bir şekilde kendi
    zâtını, birliğini, diğer itikadların yanlışlığını anlatmıştır.



    Cenâb-ı
    Hak bu sûrede buyuruyor ki: "Habîbim! Sen onlara de ki: Beni size elçi
    gönderen ve kendisine îman vacib olan Allâh, her bakımdan birdir,
    birliği mutlaktır. O'ndan başka tapılacak yoktur, her şeyi yaratan,
    düzene koyan O'dur. Varlık âlemindekilerin hepsi O'ndandır O'na
    muhtaçtır ve O'nunla durmaktadır. O ise, bunlardan hiçbirine muhtaç
    değildir. Bütün varlıkların sıkıntı gördüğü, darda kaldığı zaman
    başvurduğu, aman diye çağırdığı çağıracağı yalnız O'dur. İlk ve son
    O'dur. Ne evveli var, ne de sonu. İhtiyaçların temin edilmesi için
    yalnız O'na müracaat olunur ve yalnız O'ndan istenir. Çünkü her şeye
    kadir olan yalnız O'dur. O, doğurmadı ve doğurulmadı; böyle şeylerden
    tamamiyle uzaktır. Oğulları ve kızları var demek şirktir. Hiçbir yönden
    ne zâtında, ne sıfatlarında, ne işinde hiçbir suretle benzeri, eşi,
    ortağı, dengi, rakibi yoktur."



    İhlâs Sûresi, evvelâ
    Allâh'ın mutlak birliğini anlatarak Allâh'a ortak katan, Allâh'tan
    başka ilâhlar kabul eden dinlerin bâtıl olduklarını bildirmiş ve teslis
    (Allâh üçtür) akîdesinin bozuk olduğunu da takrir etmiş oluyor.



    İkinci
    âyet, Allâh'ın Samed olduğunu yani hiçbir şeye muhtaç olmayıp her
    ihtiyaçta kendisine başvurulan en yüce varlık olduğunu anlatarak varlık
    âlemindekilerin hepsi O'na muhtaç olduğunu, O'nsuz hiçbir şey var
    olmıyacağını anlatarak "madde ve rûhun, Rûhü'l-Kuds, madde ve kuvvetin
    bir yaratıcıya muhtaç olmadığı" itikadını da çürütmüş oluyor.



    Üçüncü
    âyette Hıristiyanlık gibi Allâh'ı baba, oğul, Ruhü'l-Kuds diye üç
    uknûmdan mürekkep ve hepsini Allâh'lık itibariyle bir sayan; Mekke
    putperestleri gibi, meleklere Allâh'ın kızları diyen dinlerin de bozuk
    oldukları bildiriliyor.



    Dördüncü âyette hulûl, yani
    Allâh'ın insan vücûduna girdiği âkîdesini taşıyan, insanı ilâhlaştıran
    dinlerin bozuk oldukları anlatılıyor.



    Bundan başka
    "şirk" yani Allâh'a denk ve müsavî ilâhlar tanımak bahsi dört
    şekildedir: İlâhların taaddüdüne, bazı şeylerin Allâh'a ait olan
    sıfatları hâiz olduğuna, herhangi şeyin Allâh'a nisbet olunabileceğine,
    Allah tarafından yapılacak şeyleri bir başkasının yapabileceğine
    inanmak.



    İşte bu dört âyet, bu dört çeşit şirki, bu
    çeşit bozuk îtikatları da reddediyor. Bu sûrede Allâh'a isnad edilen
    "birlik" mutlaktır. Vahdetin en son kemâlini bulmuş olan birliktir.
    Ondan ekmel "vahdet" tasavvuruna imkân yoktur. Binaenaleyh birinci ve
    ikinci âyetler Allâh'ın mutlak birliğine mugayir olan ve başkasına
    ihtiyacı andıran herşeyi reddettiği gibi, Hıristiyanlıktaki bir üç, üç
    bir; akîdesini de çürütmektedir. Çünkü bu sûrede târif edilen vahdet,
    gerek ilâhların birden fazla olması akîdesini, gerek baba, oğul,
    Rûhü'l-Kuds gibi teslis itikadını tamamiyle söküp atmaktadır. Üçüncü ve
    dördüncü âyetler de "Meleklere Allâh'ın kızlarıdır" diyenleri ve insanı
    ilâhlaştırıp, Allâh'a denk yapanları reddetmektedir.


    Hülâsa:
    Dört kısa âyetten ibaret olan bu sûre bize talim ediyor ki: Allâh
    birdir, Allâh'ın ne zatında ne sıfatlarında, ne de işlerinde, ortağı,
    dengi, benzeri ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Başkası ise hep O'na
    muhtaçtır. O'ndandır ve O'nunla durmaktadır. Bunun aksine olan, buna
    aykırı düşen her îtikat, her fikir çürüktür, yanlıştır. İşte müslüman
    îtikadı budur. Dört kısa âyetten ibaret olan İhlâs Sûresi hem İslâm
    îtikadının temelini, hem de ona aykırı olan çürük ve bozuk îtikatları
    eşsiz bir surette beyan etmiştir.

      Forum Saati Cuma Mart 29, 2024 9:32 am