Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Duâ Âdâbı

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Duâ Âdâbı Empty Duâ Âdâbı

    Mesaj tarafından Ruzgar C.tesi Ara. 19, 2009 2:05 am

    Duâ Âdâbı




    Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Hazret-i
    Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır
    ki:

    "Sakın sizden biriniz duâ ederken "Yâ Rabb, dilersen beni mağfiret
    eyle, dilersen bana merhamet eyle" demesin. İstediğini sağlamca ve kat'ıyyetle
    istesin. Çünkü Allah'ı şu veya bu işe zorlayabilecek hiçbir kudret yoktur."
    (1)

    Yine Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'dan rivâyet edildiğine göre
    Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır
    ki:

    "Sizden herhangi biriniz" duâ ettim de kabul olunmadı" diyerek acele
    etmedikçe duâsı kabul olunur." (2)

    Duâ eden duâsında ısrar etmeli, devam
    etmelidir. Her halde er veya geç müstecâb olur.

    Bir de dünyâda müstecâb
    olmasa bile kul bunu yine kendi lehine bilip Allah'dan ümidini kesmemelidir. Duâ
    büyük bir ibâdet olduğu için âhırette de bir ecir ve sevâbı olur.

    Duânın
    âdabı pek çokdur. Bu cümleden olarak:

    1- Evvelâ abdestli bulunmak,
    2-
    Bir namazdan sonra yapılmak,
    3- Tevbe ve istiğfârını ve kemâl-i ihlâsını
    arzeylemek,
    4- Kıbleye yönelmek,
    5- Duâdan evvel Allah'a çokça hamd ü senâ
    etmek,
    6- Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri'ne
    çokça salât ve selâm eylemek,
    7- Duânın nihâyetini âmin ile bitirmek,
    8-
    Duâda yalnız kendisini düşünmeyip bütün sâlihleri ve bütün mü'minleri duâya
    müşterek kılmak,
    9- Bir hâcetini isterken ellerini semâya kaldırıp avuçlarını
    açarak duâ etmek,
    10- Kıtlık; umumî sıkıntı ve felâketlerin def'i için ise
    ellerinin dışını semâya çevirerek duâ etmek ve Allah'a sığınmak,

    11-
    Celb-i menfaat için yapılan duâların nihâyetinde ellerinin avuçlarını yüzüne
    mesh eylemek, def'-i mazarrat için yapılan duâlarda mesh edilmez.
    12- Duânın
    asıl anahtarı ise helâl lokma yemektir.

    Ebû Musa el-Eş'arî -radıyallahu
    anh-dan rivâyete göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz
    Hazretleri Hayber gazâsı'na giderken maiyyetinde bulunan ashab-ı kiram bir
    vâdiye vardıkta yüksek sesle tekbîr ve tehlîl ederek bağıra bağıra zikrullah
    etmeğe başladılar. Resûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem-
    Hazretleri:

    "-Kendinize rıfk u merhamet ediniz. Zîra siz ne sağıra, ne de
    gâibe duâ ediyorsunuz. Ancak her şeyi hakkıyle işiten ve size sizden yakîn olan
    Allah'a duâ ediyorsunuz. Ve Allahü Teâlâ Hazretleri siz nerede olursanız
    berâberinizdedir" buyurdu.

    Yani; öyle kendinize bu derece bağırmakla
    zahmet vermenize hâcet yoktur. Cenâb-ı Hakk'a nisbetle hafî ve cehrî yapılan
    zikir müsâvidir.

    Ebû Mûsâ diyor ki: O esnâda ben, Resûlullah -sallallahu
    aleyhi ve sellem- Hazretlerinin hayvanının arkasında Zât-ı risâletpenâhîleriyle
    birlikte beraberdim.

    Ve lisânımla
    Duâ Âdâbı 36_1



    diyordum.

    Resûlullah -sallallahu aleyhi ve
    sellem-Hazretleri bana hitâben:

    - Ey Abdullah bin Kays' buyurdu. Ben de
    icâbetle:
    - Lebbeyk yâ Resûllallah, dedim. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve
    sellem- Hazretleri bana hitâben:
    - Ben sana cennet-i a'lânın hazînelerinden
    bir hazîneye delâlet edeyim mi? buyurunca ben hemen:
    - Babam ve anam sana
    fedâ olsun yâ resûlallah! Evet irşâd ediniz, dedim.
    Resûlullah -sallallahu
    aleyhi ve sellem- Hazretleri:
    Duâ Âdâbı 37_1



    "Ma'sıyetten sakınmak ve tâat ve ibâdetlerde kuvvet ve
    kudret ancak Allah Teâlâ Hazretlerinin tevfık-i Rab-bâniyyesi ve irâde-i
    Sübhâniyyesiyledir." (3)
    buyurdu.

    Yâni cümle âlemin müdebbir-i
    hakîkisi ve mutasarrıfı, hepsinin hâlikı olan Allah sübhanehu ve
    teâlâ-Hazretleridir, demektir.

    Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve
    sellem-Efendimiz'e ve ehl-i Beyt'ine salât ve selâm da duânın en mühim
    âdabındandır.

    Hadîs-i şerifte:
    Duâ Âdâbı 38_1


    "Yapılan bir duâda, Muhammed -aleyhi's-salâtü ve's-selâm- ve
    ehl-i Beytine salât ve selâm edilmedikçe o duâ, makam-ı icâbete vâsıl
    olamaz."(4) buyurulmuştur.

    Duâ eden kimse, duânın başında, ortasında ve
    sonunda Peygamber Efendimize salât ve selâmı tekrar etmeli. Hulûs-i kalb,
    nezâfet, tahâret, istikbâl-i kıble, izhâr-ı tezellül, tazarru, enbiyâ ve evliyâ
    ile tevessül, günahkâr ve mücrim olduğunu ikrar ile tevbe ve istiğfar edip haram
    lokmadan ictinâb etmelidir. Bu sûretle yapılacak hayır duâların kabûlü hakkında
    şübhe etmemelidir.

    Şunu da ilâve edelim ki:
    Nâsın bâzısı her ne kadar
    Cenâbı-Hakk'ın kazâ ve kaderine rızâ gösterip sükût eylemeyi duâya tercîh
    etmişlerse de, muhakkik âlimlerin ekserisi, dünyâ ve âhiret işlerinin esbâbından
    müretteb olduğunu, müstecâb duâlar ise sebeblerden berî bulunduğunu beyân ile,
    duâyı terketmek, kazâya rızâ göstermek fikriyle bir şey yememek, şiddetli kışda
    elbise giymemek, hasta olunduğunda ilâç, muharebede silâh kullanmamak gibi bir
    takım meşru' olmayan hareketleri irtikâb etmek gibidir,
    demişlerdir.

    Husûsiyle duâ izhâr-ı ihtiyâç, Cenâb-ı Hakk'a ilticâ
    olduğundan müstakıllen bir ibâdet makamına kaaim olacağından şu halde lisânen
    duâ eylemek ve kalben tazarruda bulunmak gerekmektedir.



    (1) Buhârî, Deavât,, 21.
    (2)Tirmizî,Deavât, 12.
    (3) Buhârî, Megazî,
    38.
    (4) Buhârî, Megazî, 38.

      Forum Saati Ptsi Nis. 29, 2024 3:31 pm