Ebu
Müslim-i Saftar, evliyanın büyüklerindendi. Bir gün gemi ile yola
çıktı. Yanında çok kimseler de vardı. Aniden ters yönden bir rüzgar
çıktı. Dalgalar yükseldi. Gemi batacak gibi oldu. Gemide olan yükü
denize attılar. Yardım istediler.
Ebu Müslim diyor ki:
Bizimle
beraber gemide kim olduğu bilinmeyen bir köylü vardı. Yanında bir
mushafı vardı. Oradan kalktı ve mushafı elinin üzerine koydu ve şöyle
yalvararak dua etti: (Ya Rabbi! Eğer bir kimsenin elinde dünya
sultanından bir mektup bulunursa, hiç kimse ona saldıramaz, zarar
veremez, belalardan emin olur.) Mushafı kaldırdı ve (Ya Rabbi! Bu senin
kitabındır, bunu bize verdin. Ellerinde senin kitabın bulunan kullarını
suda boğmak keremine yakışmaz. Bizi tehlikeden kurtar.)
Derhal dalgalar döndü ve deniz süt liman oldu ve sağ salim gittik.
Müslim-i Saftar, evliyanın büyüklerindendi. Bir gün gemi ile yola
çıktı. Yanında çok kimseler de vardı. Aniden ters yönden bir rüzgar
çıktı. Dalgalar yükseldi. Gemi batacak gibi oldu. Gemide olan yükü
denize attılar. Yardım istediler.
Ebu Müslim diyor ki:
Bizimle
beraber gemide kim olduğu bilinmeyen bir köylü vardı. Yanında bir
mushafı vardı. Oradan kalktı ve mushafı elinin üzerine koydu ve şöyle
yalvararak dua etti: (Ya Rabbi! Eğer bir kimsenin elinde dünya
sultanından bir mektup bulunursa, hiç kimse ona saldıramaz, zarar
veremez, belalardan emin olur.) Mushafı kaldırdı ve (Ya Rabbi! Bu senin
kitabındır, bunu bize verdin. Ellerinde senin kitabın bulunan kullarını
suda boğmak keremine yakışmaz. Bizi tehlikeden kurtar.)
Derhal dalgalar döndü ve deniz süt liman oldu ve sağ salim gittik.