Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Rüyâda bildirilen beş sır!

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Rüyâda bildirilen beş sır! Empty Rüyâda bildirilen beş sır!

    Mesaj tarafından Ruzgar Paz Ara. 20, 2009 8:57 pm

    Önceki Peygamberlerden birisi, bir gün bir rüyâ
    görür. Rüyâsında kendisinden, sabahleyin kalkınca karşısına ilk çıkan
    şeyi yemesi, ikinci olarak karşılaştığı şeyi gizlemesi, üçüncü olarak
    karşılaştığı şeyi kabûl etmesi, dördüncü olarak, karşılaştığını yeise,
    ümitsizliğe düşürmemesi, beşinci olarak karşılaştığından da kaçması
    istenir.

    Sabah olur. O peygamber aleyhisselâm kalkınca,
    karşısında gözüne ilk çarpan büyük ve kapkara bir dağ olur. Bu manzara
    karşısında duraklar, hayrete düşer ve kendi kendine, “Rabbim bana onu
    yememi emretti. Rabbim bana, gücümün yetmeyeceği şeyi emretmez” diye
    düşünür.

    Onu yemeğe azmederek oraya doğru yürür. Fakat yanına
    yaklaşınca dağ birden küçülür, küçülür ve baldan daha tatlı bir lokma
    hâline gelir. Peygamber onu yiyerek yola koyulur.

    Biraz gidince
    karşısına altın bir tas çıkar. Hemen bir çukur açarak onu toprağa gömer
    ve tekrar yola koyulur. Fakat biraz gittikten sonra dönüp arkasına
    baktığında altın tasın toprağın üstüne çıkmış olduğunu görür. Geri
    döner. Onu tekrar gömerek yine yoluna devam etmek üzere hareket eder.
    Fakat biraz gidince yine dönüp geriye baktığında, altın tasın yine
    dışarıda olduğunu hayretle müşâhede eder. Bu dönüp gömmeler birkaç defa
    tekrarlandığı hâlde altın tas yine üste çıkar. Nihâyet peygamber, “Ben,
    Rabbimin bana olan emrini yerine getirdim” diyerek onu gömmek için bir
    daha geri dönmez ve yoluna devam eder.

    Biraz gidince, kendisine
    doğru gelen bir kuşla karşılaşır. Kuşun peşinde de bir şâhin var. Kuş,
    “Ey Allahın nebîsi, beni kurtar” diyerek Peygamberden yardım ister,
    Peygamber de onu himâyesine alarak, “Üçüncü olarak karşılaştığın şeyi
    kabûl et” emri gereğince onu yeninin içine saklar.

    Bu arada
    onu avlamak için peşinden gelmekte olan şâhin gelip, “Ey Allahın
    nebîsi, ben aç idim. Sabahtan beri onu avlayıp karnımı doyurmak için
    uğraşıyordum. Tam yakalayacağım sırada onu benden aldın. Rızkıma mâni
    olma!” der. Bu sırada Peygamber aleyhisselâm, “Benden, üçüncü olarak
    karşılaştığımı kabûl etmem, dördüncü olarak karşılaştığımı da yeise
    düşürmemem istenmişti. Üçüncü bu kuş. Onu kabûl edip kurtardım. Ya
    dördüncüyü ne yapayım? Onu ümitsizliğe düşürmemem lâzım” diye düşünür.
    Yanında bulunan etten biraz keserek beklemekte olan avcı kuşa atar. O
    da onu alıp gider. O uzaklaşınca saklamakta olduğu kuşu da salıvererek
    yoluna koyulur.

    Yolda ilerlerken beşinci olarak pis kokulu bir
    cîfe, pislik ile karşılaşır. Geceki rüyâ gereğince ondan da süratle
    uzaklaşır. O gece rüyâsında kendisine gündüz olan hâdiselerdeki hikmet,
    sır şöyle izâh edilir:

    “Birinci olarak, çok büyük ve kapkara bir
    dağ olarak gördüğün ve sonradan baldan daha tatlı bir lokma hâline
    gelen şey, öfke ve kızgınlıktır. Öfke, önce büyük bir dağ hâlindedir.
    Sabır edildiği ve yenildiği zaman baldan daha tatlı bir lokma olur.

    İkinci
    olarak karşılaştığın altın tas, güzel ve iyi amellerdir. İyi ve güzel
    ameller, hareketler, davranışlar ne kadar örtülürse örtülsün, yine de
    açığa çıkar ve kendilerini belli ederler.

    Üçüncü olarak, sakladığın kuş, sana sığınana ihânet etmemeni, himâyene almanı öğretmek istemektedir.

    Dördüncü hâdise, birisi senden bir şey istedi mi, kendi ihtiyâcın olsa bile onun hâcetini görmek gerektiğine işârettir.

    Beşinci
    olarak karşılaştığın ve kendisinden kaçtığın pis kokulu cîfe gıybete
    işârettir. Gıybet eden, ötekini-berikini çekiştiren insanlardan, pis
    kokulu cîfeden kaçarcasına kaç!..

      Forum Saati Salı Mayıs 07, 2024 10:47 am