Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Dini kuralları koyan Alla´tır

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Dini kuralları koyan Alla´tır Empty Dini kuralları koyan Alla´tır

    Mesaj tarafından Ruzgar Ptsi Ara. 21, 2009 12:40 am

    Sual: (Türk milleti fakir olduğu için hacca gitmemesi
    gerekir. Çünkü dinimiz israfı yasaklıyor) diyorlar. Bunlara nasıl cevap
    vermeli?
    CEVAP
    Dini inançları bozmak için dört koldan saldırıya
    geçilmiştir. Her gün yeni bir şey çıkarılarak itikadımız, amelimiz zedeleniyor.
    “Hayzlı iken Kur’an okunur, oruç tutulur” gibi, dört delile (Kitaba, sünnete,
    icmaya ve kıyasa) aykırı fikirler üretilirken, şimdi de, hac ibadeti bozulmaya
    çalışılıyor. Türk milleti fakir olduğu için hacca gitmemesi gerekirmiş. Çünkü
    dinimiz israfı yasaklıyormuş. Acaba bu sözlerinde samimiyet eseri var mıdır?
    Samimi isen, niye Bodruma, Avrupa’ya, Amerika’ya eğlenmeye gidiyorsun? Niye
    yoksulları gözetmeyip de, festivaller peşinde koşuyor, yılbaşı eğlenceleri
    tertip ediyor, devrilen çamlar altında, şarap fıçılarını boşaltıyor ve sabaha
    kadar kumar oynuyorsun?

    Haccı engellemekle yoksulluk önlenemez.
    Peygamber efendimiz, yoksulluğu önlemenin yolunu bildirmiş, (Zenginlerin zekatı,
    fakirlere kâfi gelmeseydi, Allahü teâlâ fakirlerin rızkını başka yollardan
    verirdi. Aç kalan fakir varsa, zenginlerin zulmü yüzündendir) buyurmuştur. Demek
    ki zenginler zekatını yerli yerince verse, haccı engellemeye lüzum kalmayacak ve
    aç kalan fakir de bulunmayacaktır.

    Emekli vaiz adı altında bir başkası
    da, (Diyanet fikir üretemiyor) diyerek, dinimizi bozmaya çalışıyor. (İslam
    dünyası aklını kullanmalı, yüzyıllardan beri, paslanan, çürüyen ve işlevini
    yitiren o akıldışı kilitleri söküp atmalı) diyor. Paslanan, çürüyen ne diye
    merak ettik. Baktık ki, bunlar, dinimizin, hac, kurban, tesettür gibi emirleri
    imiş. (Hacca gidecekler, kurban kesecekler, evsizlere, yoksullara yardım etmeli)
    diyor.

    Dini kuralları koyan Allahü teâlâdır. Yüce Rabbimiz, toplumda
    yoksulların olacağını hâşâ bilmiyor muydu? (Bir toplumda yoksul varken, hacca
    gidilmez, kurban kesilmez) diyemez miydi? Demediğine göre, kurban derilerine
    sahip çıkma hevesi gibi, kurbanın kendisine de, hac paralarına da sahip çıkmak
    mı istiyor?

    Bu iş olmayınca da, (Hani İslamiyet akıl diniydi? Niye aklını
    kullanmıyorsun? Akıl yolunu seçerek kurban ve hac paralarını niye yoksullara
    vermiyorsun) diyor. Felsefecileri ve sapık fırkalardan mutezileyi övüyor.


    (Farabi, İbni Sina, İbni Rüşt gibi düşünürler, İslamlığı hep aklın ve
    yaşanan dünyanın, insansal gereklerin aynasına tutarak değerlendirdiler. O
    dönemlerin ürünü olan Mutezile, inançta yazgıcılığı (kaderciliği) reddederek,
    İslamın akılsal yol ve yöntemlerle kurumlaşmasına çalıştı) diyerek kaderi de
    inkâr ediyor. Kader, Allahü teâlânın insanların başlarına gelecek işleri bilmesi
    ve bu bilgisinin bir kitaba [levh-i mahfuza) yazılması demektir. Kur’an-ı
    kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Allah, onların işlediklerini ve
    işleyeceklerini bilir.) [Bekara 255]

    (Allah her canlının durduğu yeri ve
    sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Hepsi açık bir kitapta [levh-i mahfuzda]
    dır.) [Hud 6]

    (Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda
    yazılmıştır.) [Kamer 52, 53]

    Bu ve benzeri birçok âyet vardır. Ama inanan
    kim? Adam, hep Kur’an Kur’an der ama ya Kur’ana inanmaz veya onu istediği gibi
    yorumlar.

    (İmam-ı Gazali'nin kilitlediği akıl kapısını açmak gerekir)
    diyerek de, nakli esas alan âlimlere dil uzatıyor. Emekli vaizin aklı var da,
    imam-ı Gazali veya öteki âlimlerin aklı yok mu idi? Adam, (Benim düşüncemde olan
    akıllı, benim gibi düşünmeyen akılsızdır) demek istiyor.

    (Örtünme
    Kur’anda bir dönemin, bir olayın zorunluluğu olarak vardır. Ama günümüzde o
    zorunluluklar birtakım yasal ve yaşamsal önlemlerle, gereklerle başkalaşmıştır.
    O halde herkes Avrupalı gibi giyinmelidir) diyerek tesettüre de dil
    uzatıyor.

    Allahü teâlânın tam olarak gönderdiği dinde noksanlık
    arayanlar, kendi yüzkaralarını ortaya çıkarmış olurlar. Kur'an-ı kerimde mealen
    buyuruluyor ki:
    (Bugün, dininizi kemale erdirdim, ikmal ettim. Size olan
    nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı seçtim.) [Maide
    3]

    Sual: Bir gazetede yazarın biri, şeytan taşlamadaki izdihamı önlemek
    için haccın üç ay içinde yapılmasını teklif ediyor. Bu, dini değiştirmek değil
    midir?
    CEVAP
    Bazı kimseler, orucu da kısaltmak için epey uğraştılar. "Çok
    oruç tutuyoruz. Güneş doğana kadar yiyip içmeliyiz" dediler. "Yaz aylarında oruç
    tutmak zordur. Kışın tutulmalı" gibi tekliflerle gelmek için hazırlanıyorlar.
    Bunların asıl maksatları, dini bozmaktır. Dinimizde eksiklik yoktur. Orucun
    hangi ayda tutulacağı, haccın hangi günde yapılacağı açıkça bildirilmiştir.


    Allahü teâlânın kemale erdirdim dediği dinde eksiklik arayanlar, şu
    âyete inanmamış olurlar:
    (Bugün, dininizi kemale erdirdim, ikmal ettim. Size
    olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı seçtim.) [Maide
    3]

      Forum Saati Ptsi Nis. 29, 2024 1:09 pm