Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Oruç kefareti

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Oruç kefareti Empty Oruç kefareti

    Mesaj tarafından Ruzgar Ptsi Ara. 21, 2009 1:24 am

    Sual: Oruç kefareti var mıdır?
    CEVAP
    Elbette
    vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği
    din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı
    hadis kitabından Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de
    mevcuttur. En kıymetli bu beş hadis kitabına inanmayan eğer misyoner
    değilse cahil veya hain birisidir. Hazret-i Ebu Hüreyre'nin rivayet
    ettiği hadis-i şerif şöyledir:
    Bir kimse, Peygamber efendimize
    gelerek, (Helak oldum ya Resulallah) dedi. Peygamber efendimiz, ne
    olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu söyledi.
    Peygamber efendimiz, bir köle azat etmesini bildirdi. Kölesi olmadığını
    bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da
    yapamayacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi.

    İslam
    âlimleri de, geceden niyetli orucunu bir mazeretsiz kasten bozan
    kimsenin kefaret olarak, varsa bir köle azat etmesini, yoksa peş peşe
    60 gün oruç tutmasını, oruç da tutamazsa, 60 fakiri doyurmasını
    bildirmişlerdir. (Redd-ül Muhtar)

    Peygamber efendimizin
    bildirdiği hükmü kabul etmeyen, Allahü teâlânın emrini kabul etmemiş
    olur. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

    Sual: Oruç kefareti nasıl tutulur?
    CEVAP
    Oruç
    kefareti için peş peşe, 60 gün oruç tutar. 60 gün sonra, tutmadığı her
    gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya
    bir Ramazanda, 2 gün kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış
    ise, ikisi için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise,
    ikinci kefareti de, ayrıca yapar.

    Kefaret orucu, hastalık,
    yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebi ile
    bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden 60 gün tutmak gerekir.
    Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması gerekir. Hayz ve
    nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince, geri kalan
    günleri tamamlar.

    Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün
    kefaret orucunu tutamaz ise, 60 fakiri bir gün doyurur. 60 fakiri, bir
    günde iki defa doyurmak gerekir. Hepsine aynı gün yedirmek şart
    değildir. Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her
    gün bir defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek de olur. Yahut, 60 fakirin
    her birine, 1750 gr buğday veya un veya 3.5 kg arpa, kuru üzüm, hurma
    verir. Bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın vermek veya
    bunları bir fakire 60 gün devamlı vermek de caiz olur. Kendisini
    doyurması için fakire kağıt para da verilir. 60 günlüğü, bir fakire,
    bir günde toplu verse, bir günlük vermiş olur. 60 fakiri sabah, 60
    başka fakiri de akşam doyurursa, sabah doyurduklarını akşam veya akşam
    doyurduklarını sabah, bir daha doyurmalıdır. Yahut, bunlardan 60’ının
    her birine, sadaka-i fıtr miktarı mal verir. Oruç tutabilenin fakir
    doyurması caiz değildir.

    Ramazanda mazeretsiz oruç tutmamak
    haramdır, büyük günahtır. Önce, tutulmayan oruçlar için tevbe edilir.
    Sonra gününe gün, yani kaç gün tutulmamışsa o kadar gün kaza orucu
    tutulur. Bir kimse, Ramazan ayında 30 gün oruç tutamasa, tutamadığı gün
    kadar kaza orucu tutar. Bu oruçlara kefaret gerekmez. Kefaret, oruç
    tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu kasten bozmanın
    cezasıdır. Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza
    oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta,
    gizli olarak yiyip içer! Hadis-i şerifte, (Oruç tutamayacak kadar yaşlı
    veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir) buyuruluyor. Çok
    yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye
    verir. Fakir olan fidye vermez, dua eder.

    Fidye olarak, her gün
    için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç
    için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi kâfidir. Yahut bu
    kadar unun kıymeti kadar altın veya gümüş para, tutulamayan otuz gün
    orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya
    sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi,
    başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle
    gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık)

    Hastalık,
    yaşlılık gibi bir özürden dolayı Ramazan orucunu tutamayan zenginin, bu
    durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini vasiyet
    eder. Velisi de; onun tutamadığı her oruç için, fakire bir fıtra veya
    değerini verir. (Bedâyi)

    Sual: Diş tabibi bir bayan, (Unutarak
    da yense, oruç bozulur. Bozulmaz diye bir âyet yok) diyor. Dinimizde
    Kur’andan başka kaynak yok mu?
    CEVAP
    Bir kimsenin, kendi uzmanlık
    sahasının dışında bir uzman gibi konuşması elbette uygun olmaz.
    Kur’an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Yalnız Allah’a uyun) denmiyor,
    (Allah’a ve Resulüne uyun) buyuruluyor. Sonra Resulullaha uymak Allah’a
    uymaktan farklı değildir. Kur’an-ı kerimde, (O, [Resulullah]
    vahyedilenden başkasını söylemez) buyuruluyor. (Necm 3)

    Bu
    âyet-i kerime, Peygamber efendimizin din hakkında bildirdiklerinin
    Allahü teâlânın vahyettiğinden başka olmadığını bildirmektedir. Ayrıca,
    (Peygamber size neyi verdiyse [neyi emretmişse] onu alın, neyi
    yasakladıysa ondan da sakının) buyurulmaktadır. (Haşr 7)

    Demek
    ki Allahü teâlânın Kur’an-ı kerimde açıkça bildirmediği hususlar var
    ki, (Peygamberin emrettiklerini yapın, yasakladıklarından sakının)
    buyuruluyor. Mesela namazları nasıl kılacağımızı Kur’andan bulamayız.
    Kaç rekat olduğunu da bulamayız. Hangi rekatta neleri okuyacağımızı da
    bulamayız. Yanılırsak, ne yapacağımızı da bulamayız. Nerede buluruz?
    Peygamber efendimiz namazı nasıl kılmışsa öyle kılarız. Hangi
    rekatlarda neleri okumuşsa veya neleri okuyun buyurmuşsa öyle yaparız.
    Yanılma secdesini de Onun bildirdiği gibi yaparız. Orucu bozan ve
    bozmayan çok şey vardır. İğne orucu bozar mı, hayz halinde oruç tutmak
    gerekir mi? Orucun farzları nelerdir? Bunları Peygamber efendimizden
    öğreniriz. Biz Peygamber efendimizin emrine uyarsak, başka bir kitaptan
    mı okumuş oluruz? Sünnetler Kur’andan başka değildir. Allahü teâlâ,
    Resule uymamızı emrediyor. Allah’ın bu emrine uymamız niye anormal
    karşılanır ki?

    Dârimi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, Allah’ın
    emri ile, Cebrail aleyhisselam, Kur'an-ı kerimi getirdiği gibi,
    açıklaması olan sünneti de getirmiştir. Hadis-i şerifte de,
    (Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir)
    buyuruluyor. (Tirmizi)

    Tabibe hanımın, (Unutarak da yense, oruç
    bozulur. Bu konuda bir âyet yok) demesi yanlıştır. Âyette olmayanlar
    sünnette bildirilmiştir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
    (Oruçlu
    iken unutarak yiyip içen kimse, orucuna devam etsin, Çünkü onu Allahü
    teâlâ yedirip içirmiştir.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]

    (Oruçlu kimse, unutarak yiyip içerse, ona kaza gerekmez.) [Dare Kutni]

    Âyetleri
    herkes kendine göre yorumladığı için 72 sapık fırka meydana çıkmıştır.
    Peygamber efendimizin açıklamasına uyulsa idi, bu ayrılıklar olmazdı.
    Ayrılıklar, Peygamber efendimize uyulmamaktan ileri gelmektedir. Herkes
    Peygamber efendimizin açıklamasını esas alsa, ayrılık olmaz.

    Sual:
    Yazarın birisi; (Her ne kadar hadislerde hayzlı ve nifaslı kadınlar
    namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ana dokunamaz deniyorsa da, namaz
    kılmasında, oruç tutmasında ve Kur’ana dokunmasında sakınca yoktur. Bu
    hadisler dinin ruhuna aykırıdır. Bir de kütüb-i sitte denilen altı
    hadis kitabında, kasten orucu bozanlara, ceza olarak 61 gün oruç
    tutmaları gerektiği bildiriliyorsa da, bu da Kur’anın ruhuna, dinin
    temel prensiplerine aykırıdır. Çünkü ceza işlenen suça uygun olmalıdır.
    Bir gün oruç yiyene, 61 gün oruç tutturmak zulüm olur) diyor.
    Bahsettiği hususlarda açıklama yapar mısınız?
    CEVAP
    Dinimizde
    delil dörttür: Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha. Bir hüküm için bu
    delillere bakılır. Hem kütüb-i sittedeki hadislerde var diyor, hem de,
    bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır diyor. Önce hadis dinde delil midir
    değil midir, bunu kasten bildirmiyor. Sonra bu hadisler uydurma mıdır,
    yoksa sahih midir? Bunları da kasten söylemiyor. Uydurma demesine imkan
    yok. Çünkü kütüb-i sitte denilen en kıymetli altı hadis kitabındaki
    hadisler, bütün âlimlerce sahihtir. Mezhepsiz olmayan bir kimse, bu
    kitaplardaki hadis-i şeriflere uydurma diyemez. Yazar açıkça, Peygamber
    Kur’anın ruhuna aykırı konuşmuş demek istiyor. Zaten mezhepsizler,
    anlayamadığı hadis-i şeriflere, (Uydurma veya Kur’anın ruhuna aykırı)
    damgasını basarlar.

    Yazar oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı
    birbirine karıştırıyor. Kefaret oruç tutmamanın cezası değildir. Orucu
    kasten bozmanın cezasıdır. Bir adamı yanlışlıkla öldürmekle, kasten
    öldürmenin cezası aynı olur mu? Hatta öldürmek niyetiyle kurşun sıksa,
    öldüremese bile, öldürmüş gibi ceza verilir. Ama kazaen öldürenin
    cezası hafiftir. Orucu kazaen bozmak ile, hiç niyet etmeden oruç
    tutmamak ve kasten niyetli orucu bozmak arasında çok fark vardır.

    Sanki
    yazar, Kur’anın ruhunu, dinin temel prensiplerini biliyormuş gibi
    konuşuyor. Kur’an-ı kerimde, imanla ölenlerin yarın ahirette sonsuz
    olarak Cennette, imansız ölenlerin ise Cehennemde sonsuz olarak
    kalacağı bildirilmektedir. Bir kimse, 50 veya 100 yıl yaşıyor, yüz
    yıllık iyi işlerine karşı sonsuz olarak Cennette kalıyor. Bir kimse de
    100 yıl günahına ve küfrüne karşılık bin yıl, milyar yıl, trilyon yıl
    değil, sonsuz olarak Cehennemde kalıyor. Bu dinin ruhuna aykırı
    olmadığına göre, orucu kasten bozmanın cezasının da 60 gün olması,
    dinin ruhuna aykırı olmaz. Bir gün orucu kasten bozmanın cezası 61
    değil, 60 gündür. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazasıdır.

    Peygamber
    efendimizin ve Eshab-ı kiramın hanımlarında da, yıllarca hayz ve nifas
    hâli olmuştur, onlar namaz kılmamış, oruç tutmamıştır. Peygamber
    efendimiz ve Eshab-ı kiram Kur’anın ruhuna aykırı mı hareket
    ediyorlardı? Hazret-i Âişe’nin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken
    tutulamayan orucu kaza etmek gerektiği, kılınmayan namazları kaza etmek
    gerekmediği bildirilmiştir. (Buhari)
    Hadis-i şerifte, (Hayzlı Kur'andan birşey okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi)

    14
    asırdır gelen yüzlerce müctehidler ve âlimler, bu meseleleri bilememiş
    de, birkaç mezhepsiz bunların dinin ruhuna aykırı olduğunu nasıl
    söyleyebilir ki?

    Bu ve benzeri çıkışlar, dini bozarak,
    yozlaştırarak yıkmak için yapılan sinsi bir oyundur. 14 asırdan beri
    din kitapları ne yazıyorsa onlara uymalı, türedilere itibar
    edilmemelidir.
    Sual: Bir bayan kefaret orucu tutması gerekirse ne yapar? Biz 60 gün peş peşe tutamayız ki, menopozu mu bekleyeceğiz?
    CEVAP
    Bayanlar âdet dönemlerinde oruç tutmaz, ondan sonra devam ederler. Menopozu beklemezler.

    Sual: Gıybet edince, kan aldırınca orucu bozulmadığı halde, oruç bozuldu sanıp yiyip içen kimseye kefaret gerekir mi?
    CEVAP
    Evet. Yiyip içmek için zaruret yoktu. Bozuldu mu diye, bilen birine sormak gerekirdi.

    Sual: Ramazan günü ağız dolusu kusan veya ihtilam olan kimse, orucum bozuldu sanarak yiyip içerse kefaret gerekir mi?
    CEVAP
    Bunların
    orucu bozmadığını bilmiyorsa kefaret gerekmez. Fakat bu hallerin orucu
    bozmayacağını öğrenmiş ise, buna rağmen yiyip içmişse kefaret gerekir.
    Gıybet, kadınlara bakmak, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu
    bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip
    içilirse kefaret gerekir. Önceden bunların orucu bozmadığını bilip
    bilmemesi fark etmez. Her tarafa yayılan şeyi bilmemek özür olmaz,
    kefaret gerekir. (Redd-ül muhtar)

    Sual: 5 gün kaza borcu ve kefaret borcu bulunan oruçlarını nasıl tutar, 65 günü ara vermeden tutması lazım mı?
    CEVAP
    Hayır
    60 gün oruç tutar. Kalan beş günü de istediği zaman tutar. Yani
    aralıklı tutabilir. Ama 60 gün aralıklı olmaz peş peşe olur.

    Sual: Hastalığım artar diye orucumu bozdum. Ama artmadı. Kefaret mi gerekir?
    CEVAP
    Kefaret gerekir. Çünkü hastalık artmamış.

    Sual: Oruçlu, bir anda çok tuz yese, kefaret gerekir mi?
    CEVAP
    Kaza gerekir. Az tuz yerse kefaret gerekir.

    Sual:
    Oruç kefareti için 60 günlük parayı alan, 40 günlüğünü yese, 20 günlük
    parayı da başka fakire verse, kefaret parasını verenin bundan haberi
    olmasa, kefaret ödenmiş olur mu?
    CEVAP
    Başkasına da verebilirsin denmiş ise caiz.

    Sual: Oruç kefaretini alan şahsın, ara vermeden yemesi mi lazım?
    CEVAP
    Oruçta ara verilmez, doyurmakta ara vermek caiz.

    Sual: Önce kefarete sebep olan orucu kaza etmek caiz mi?
    CEVAP
    Önce kefareti, sonra kazasını yapar.

    Sual: Ömürde bir kere kefaret tutmak lazım mı?
    CEVAP
    Hayır. Fakat ihtiyaten tutmak caizdir. Ancak (Kefaret tutmak gerekir) diye tutmak bid’attir.

    Sual: Kefaret orucu tutarken her gün için ayrı niyet lazım mı?
    CEVAP
    Ayrı niyet lazımdır.

    Sual: Kefaret orucu tutamayan kalb hastası ne yapar?
    CEVAP
    Devamlı hasta hükmündedir.

    Sual: (İyi olursam kefaret orucu tutacağım) diye adakta bulunmak sahih midir?
    CEVAP
    Hayır sahih olmaz.

    Sual: Beş oruç kefaretim var. Hepsi için niyet ederek bir kefaret tutsam hepsini tutmuş sayılır mıyım?
    CEVAP
    Evet.

    Sual:
    Kefaret orucu tutan bir kimse saatlerin geri alındığı günü saatte
    yanılıp imsak bittikten sonra orucu bozacak bir şey yapsa hükmü ne
    olur? Kefaret yeniden mi başlatılmalı?
    CEVAP
    Evet yeniden başlanır, eski oruçlar nafile olur.

    Sual: Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
    CEVAP
    İlk kazaya kalmış olan diye niyet eder.

    Sual:
    Ramazanda imsak bitmedi sanıyordum, ilişkide bulunduk. İmsakın bitmiş
    olduğunu sonradan öğrendim. Ama eşim imsak vaktinin bittiğini
    biliyormuş. Bize kaza mı kefaret mi gerekir?
    CEVAP
    Bilmediğin için sana kaza gerekir, eşiniz bildiği için ona kefaret gerekir.

    Sual: Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi. İlişki orucu bozmaz mı?
    CEVAP
    Bunu
    bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama
    vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak
    orucu bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)

    Şafii mezhebinde,
    ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret gerekmez,
    fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)

    İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
    1- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.

    2-
    Ramazan orucuna imsaktan önce niyet etmiş olmalıdır. İmsaktan sonra
    oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide bulunursa, haram
    işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.

    3- Kasten ilişkide
    bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide bulunmuşsa, kefaret
    gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür olur. Kefaret,
    orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hürmet ve namus
    perdesini yırtmanın cezasıdır.

    4- İlişki, imsak vaktinden sonra
    yani gündüz olmalıdır. Eğer imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide
    bulunduktan sonra, imsak vaktinin geçmiş olduğunu anlarsa, kasten
    orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez.

    5-
    İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye kefaret
    gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hâli
    vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.

    6- Kefaret olması için,
    ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş olmalıdır. Eğer seferde iken
    bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir. Seferde
    oruç tutmayan kimse, sonra kaza eder.

    7- Karı-koca kendi
    arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır. Mülci ikrah ile zorlanırsa,
    kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için,
    haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın ikrah olması için şu
    dört şart gerekir:

    Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi
    yapabilecek kuvvette olması, zorlananın korkutulan şeyin muhakkak
    yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi
    veya üzücü bir şey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması gereken bir şey
    olması gerekir. (İbni Âbidin, Dürer-ül-hükkâm)

    Bazı kimseler
    de, mastürbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve kefaret
    gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Mastürbasyonun
    orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve
    Dürr-ül-muhtar ve diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki
    defa mastürbasyon yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir
    gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan kimse, başka
    gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa, kefaret de gerekir.

    Sual:
    Rahmetli babaannem, gençliğinde ilk bebeğini emzirirken, uyumuş, çocuk
    da nefes alamadığı için ölmüş. Kefaret olarak 60 gün oruç tutmuş.
    Yaptığı doğru mu idi?
    CEVAP
    Evet yaptığı doğrudur. Eğer bir de, bebeğin velisi olan dedenizden af dilemiş idiyse mesele kalmamış olur.

    Yüksekten
    üstüne düşerek veya uyuyan kimsenin yuvarlanarak [veya motorlu
    vasıtaların çarpıp çiğneyerek] hata ile bir kimseyi öldürmesi halinde
    kefaret de verilir.

    Sual: Kefareti olmayan kimsenin de kefaret orucu tutması caiz midir?
    CEVAP
    Evet.
    Bilmediği bir kefareti varsa, bunu ödemiş olur. Kefareti yoksa, tuttuğu
    oruçlar nafile olur. (Ömründe bir defa kefaret orucu tutmak gerekir)
    demek yanlıştır. Kefareti olmayanın kefaret tutması gerekmez.

    Sual: Kefareti olan bir kimse önce kefareti tutup sonra kazasını mı tutmalıdır?
    CEVAP
    Evet. Kefaretten önce kazası yapılmaz.

    Kefaret 60 gündür
    Sual:
    Tam İlmihal’de, «Oruç kefareti için peş peşe 60 gün oruç tutmak
    gerekir» deniyor. Peş peşe iki kameri ay oruç tutulsa, ayın birisi 29
    çekse toplam 59 gün tutulsa, kefaret yerini bulmaz mı?
    CEVAP
    Tam
    İlmihal’de, ihtiyatlı olan bildirilmektedir. Ayın birinde, hilali
    gözetleyerek iki hicri ay oruç tutmakla kefaret yerine gelmiş olur.
    İsterse 59 gün olsun. Hilal gözetlenmeden takvime bakarak iki ay oruç
    tutulursa, iki ayın toplamı 59 gün olursa, kefaret sahih olmaz. Hilal
    gözetlenerek tutulursa iki ay oruç tutmak yeterlidir. Hatta ayın 15
    inde orucu başlayıp, ondan sonra gelen ayı tam tuttuktan sonra, 15 gün
    daha tutarsa yine iki ay oruç tutmuş olur. İmam-ı a’zam hazretleri ise,
    “60 gün oruç tutmak gerekiyor” buyuruyor. Günümüzde hilali gözetlemek
    ve birinci günü görmek kolay değildir. Bunun için 60 gün peş peşe oruç
    tutmak gerekir. Hem de bu ihtiyatlı olur. (Mebsut, Redd-ül-muhtar)

    Sual:
    Bir kadın, 60 günlük kefaret orucunu tutarken, hayzı başlasa ve kefaret
    orucuna ara verse, sabah kalktığında da, âdet müddeti ile birlikte,
    hayzı da, bitmiş olsa, fakat imsak vaktinden sonra yiyip içse,
    kefaretine devam edebilir mi?
    CEVAP
    Hayzı bittiği halde, kefaret
    orucuna devam etmediği için, kefaret orucuna baştan başlaması gerekir.
    Hayzın bitme ihtimali olduğu zaman, o gün imsak vaktinden önce niyet
    etmeli, hayzı bitmişse kefarete devam eder. Hayzı bitmemişse, o günkü
    orucu bozulmuş olur. Böyle yapmak ihtiyatlı olur.

    Sual: Oruçlu
    iken, çiğ pirinç tanesi veya küçük bir kâğıt parçası yutulunca yahut
    imsak vaktinden sonra niyet edip, kasten yiyip içilirse, kefaret
    gerekmiyor. Kefaret gerekmiyor diye orucu bu şekilde bozmak uygun mudur?
    CEVAP
    Kefaret
    gerekmese de, keyfi olarak, mazeretsiz orucu bozmak haramdır. Bu
    bildirilenler, ancak orucu bozmak için geçerli bir mazeret varsa
    yapılabilir. Mesela, bir kimse orucun kendisine zarar vereceğini,
    tecrübesi ile anlayamamışsa, belki kefaret gerektirebilir diye bu
    şekilde bozması, iyi olur.

      Forum Saati Perş. Mayıs 16, 2024 3:22 pm