Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    TASAVVUFUN INSAN HAYATINDAKI ÖNEMI

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    TASAVVUFUN INSAN HAYATINDAKI ÖNEMI Empty TASAVVUFUN INSAN HAYATINDAKI ÖNEMI

    Mesaj tarafından Ruzgar Ptsi Ara. 21, 2009 1:44 am

    Tasavvuf´un Insan Hayatindaki Önemi Cenab-i
    Allah Kuran-i Kerim´de Buyuruyor ki; Bismillahirrahmanirrahim (Kad
    efleha men tezekka )“Nefsini Temizleyebilen, icini pak eden kimse felah
    bulacak.“(Kad efleha men tezakka. Ve kad ha´be men desseha)“Kim nefsini
    islah edebilirse, o felah bulmustur. Allah (c.c.)`in razi oldugu
    Sevdigi Kul olmustur. Ahirette de cennete girecektir,” deniliyor. Kim
    nefsine tabi olmussa, nefsini yenememisse, nefsinin hevasina,
    arzularina takilip, kapilip onun pesinde sürüklenmisse eglence, kumar,
    zina daha bunun gibi nice kötülüklere dalmissa, mahvolmustur, helak
    olmustur, diye bildiriyor. Bunun icin Tasavvuf Kuran`da terbiye
    edilmesinin gerektigi bildiren nefsin, kötü arzularindan kurtulup,
    felah bulmak ve cennete girmek icin, nefis denen icimizdeki varligi
    terbiye etmeyi esas aliyor. Bu cihetten bakarsak Tasavvuf, insanin
    kendi vicdanini, ic varligi olan nefsini terbiye ederek kulun
    kötülüklerden kurtularak huzuru, felahi ve saadeti bularak Allah`in
    sevdigi bir kul olsun. Bizler dünya hayatinda mutli olarak, huzur
    icinde yasamayi ebedi olan ahirette cezaya ugramadan Allah`in sevdigi
    kul olarak cennete girmeyi arzuluyoruz. Mutlu ve huzur icinde
    yasayabilmemizin tek yolu güzel ahlaktir. Ahlakta bizlere bir takim
    uymamiz gereken kaide ve kurallar koyuyor. Bizlerden insalara
    acimamizi, merhamet etmemizi, onlara zulm etmememizi, elimizde bulunan
    imkanlari onlarla paylasmamizi, yeri geldigi zaman, bazi hususlarda
    onlari affetmemizi, once sorumlulugunu aldigimiz ailemize, cevremize ve
    cemiyetimize karsi yapmamiz gereken görevlerimizi bildiriyor. Insanlari
    cennete sokacak iki sebebin takva ve güzel ahlak oldugunu Peygamberimiz
    (s.a.v.) bircok hadis-I serifinde buyurmustur.Bundan dolayi
    Müslümanlarin güze ahlak sahibi olarak takvayi ögrenmesi gerekir. Güzel
    ahlak ve takvanin ögrenilebilmesi icin bir takim dersler alarak
    egitimden gecmesi gereklidir. Nasil ki doctor veya mühendis v.b
    olabilmenin belli egitim seviyelerinden secmeden imkani yok ise, iste
    bui güzel ahlaki, sevgiyi, sükrü , insanlara karsi sorumlu olmayi,
    basina gelen musibetlere karsi sabretmeyi, baskalarina yardim etmeyi,
    baskalarini mutlu etmeyi, ögrenebilmesi icin bir ahlak egitiminden
    gecmesi lazimdir.Tasavvuf ise bu egitimi saglayan ilimdir. Buna söyle
    de diyebiliriz; Tasavvuf mekteb-I edeptir, (Edep Okulu) medresseyi
    ahlaktir, (Ahlak Okulu) Kulun güzel huy sahibi olabilmesi icin
    yetismesi lazim. Cünkü, bu egitim belli bir sure, belli bir zamana
    sayilarak, uygulanmalidir. Bu egitimde cesitli metodlar gerekir. Bir
    insanin meslek sahibi olup, cemiyete faydali olabilmesin icin kac yil
    egitim görmesi geektigini bir düsünelim. Insanin da güzel huy sahibi
    olup Allah (c.c.)`a yakin bir kul olabilmesi icin belli bir sürec ve
    egitimden gecmesi gerekir. Her ustanin ayri bir egitim metodu vardir.
    Usta ciragini yanina alir. O melsegin inceliklerini, dikkat etmesi
    gereken hususlari ve en muhtazam sekilde nasil yapilacagini uygulamali
    olarak göstererek ögretir. Bir Tasavvuf talebesi olan. Osmanli
    Padisahlarindan Fatih Sultan Mehmed Han, hocasi, mürsidi Aksemseddin
    Hazretlerinden aldigi taktikleri aynen tabik ederek Istanbul`u
    fethetmis, kendisine sunulan cicekleri hocasi Aksemseddin (Hz)
    gösterecek; “O´na hocama götürünüz. Zira (Kostantin) Istanbul´un gercek
    Fatih´hi O´dur,” Buyurmustur. Iste ustasinda tabi olan ciragin,
    gemileri karada bile en güzel bir sekilde kaydirarak gecirdigini
    düsünüp, ibret almaliyiz. Büyük Mürsit Sazeli (K.S) Buyuruyor ki; “Bana
    bir dostum söyle tavsiyede bulunmustu:_”Eger Allah rizasi icin
    yürümeyeceksen, adimini yerinden oynatma. Oturacagin yerde
    Allah(c.c.)´a isyan etmekden emin degilsen, sakin orada oturma. Dostluk
    kurdugun ve münasebette bulundugun kimse, daha cok ibadet etmene, iyi
    isler yapmana yardimci olmayacaksa, sakin dostlugunu devam ettireyim
    deme. Yakiniyyete ermemis, mutmainne (iyiyi kötüden ayirma) olmamis
    nefse güvenme.” O Halde kalbimizi temizleyip, ihlasla doldurmaliyiz.
    Kalbin temiz olmasi demek, art niyet, kötü düsünce, bütün kötü
    duygulardan temizlenerek, tertemiz, halisane duygularla herkeze karsi
    hatta ona kötülük edenlere karsi dahi iyi niyet beslemesi demektir.
    Iste o zaman ihlasli temiz bir kalbe kavusmus dururuz. Iste o zaman
    yaptigimiz ibadetten lezzet aliriz. Bastada anlattigimiz gibi kalbi
    temizleyebilmek, o halisane duygu ve düsüncelerle sahip olabilmek icin
    nefs-I emmaremize bir egitim metodu uygulamamiz ve bu metodu en güzel
    sekliyle ögretip uygulatacak bir ögretmene, bir Mürsid-I Kamil´e
    ihtiyacimiz vardir. Tasavuff yoluna girerek, bu yolun güzelliklerini,
    inceliklerini ögreten, nefis terbiyecisi olan Mürsid-i Kamil´e tabi
    olarak (gönülden baglanarak) ailemize, cevremize,cemiyetimize faydali
    bir insane, Rasulümüze (s.a.v) layik hayirli bir ümmet ve Rabbimize
    (c.c.) gercek manada bir kul olabiliriz. (INSAALLAH) Allah (c.c.) izni
    ile.Seyyid Abdülkadiri Geylani Hz. Ogluna söyle vaziyet
    etmistir:“Tasavvuf öyle bir haldir ki, o hale kimsenin la file varmasi
    mümkün degildir. Onun icin, bir fakire rastlarsan ilmine dayanarak
    onunla münakasa etme. Itirazda bulunma, gönlünü almaya bak. Sunu iyi
    bil ki, Tasavvuf 8 hal üzeredir. Merhamet ve Sefkat, Dogruluk, Sadakat,
    Cömertlik, Sabretmek, Bir Tutmak, Fakirligi ve acizligi bilmek. Rabbine
    Sükretmek!

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 10:33 pm