Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    NAMAZIN SÜNNETLERİ

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    NAMAZIN SÜNNETLERİ Empty NAMAZIN SÜNNETLERİ

    Mesaj tarafından Ruzgar Ptsi Ara. 21, 2009 1:51 am



    Her ibâdetin olduğu gibi namazın da sünnetleri vardır. Bunlar vâcibleri tamamlar, sevabın artmasına vesile olurlar.

    Sünnetlere
    riayet, Resûlüllah'a muhabbet ve sevginin nişânesidir. Bununla beraber
    sünnetleri terketmek, namazın bozulmasını ve iâdesini icabettirmez.
    Ancak tenbellik ve lâkaydlıkla sünnetleri terk etmeyi âdet hâline
    getirmek, Resûlüllah'ın şefâatinden mahrum kalmayı netice verebilir.

    Namazın Sünnetleri Nelerdir?

    Namazın belli başlı sünnetleri şunlardır:

    1 - Beş vakit namaz ile Cuma namazı için ezan ve kamet getirilmesi.

    Cemaatle kılınacak kaza namazları için de, ezan ve kamet okunması sünnettir.

    Kendi
    evlerinde tek başına namaz kılan erkekler için, ezan ve kamet
    müstehabdır. Kadınların ise, ezan ve kamet getirmeleri gerekmez.

    2 - İftitah tekbîrini alırken elleri yukarıya kaldırmak.

    Erkekler,
    ellerini, başparmakları kulak yumuşaklarına değecek kadar, kadınlarsa
    ellerini parmak uçları omuzlarına kavuşacak şekilde göğüslerinin
    hizasına kadar kaldırıp o vaziyette Allâhü Ekber derler. Bu esnada
    parmakların normal şekilde açık bulunması ve avuç içlerinin de Kâ'be'ye
    dönük bulunması gerekir.

    * Ellerin kaldırılması hususunda, bâzı
    âlimler, tevhide işarettir demiştir. Bâzıları, dünya işlerini arkaya
    atıp bütün varlığıyla kıbleye ve namaza yönelmek içindir demiştir.

    İbn-i
    Ömer (ra)'den rivayet edilir ki: "Namaza başlarken el kaldırmak,
    namazın zinetidir (süsüdür). Her kaldırışta 10 sevap vardır. Her
    parmağa bir sevab düşer."

    3 - İftitah tekbirini alır almaz el bağlamak.

    Erkekler göbek altına, kadınlarsa göğüs üstüne el bağlarlar.

    Erkekler
    sağ elin baş parmağı ile serçe parmağını halka şeklinde bulundurarak,
    bununla sol bileklerini üstten tutup diğer üç parmaklarını sol kol
    üzerine uzatırlar. Kadınlar ise, halka yapmaz, sağ ellerini tam sol
    elleri üzerine korlar.

    4 - Eller bağlandıktan sonra birinci
    rek'atta Sübhâneke'yi okumak, sonra da Fâtiha'ya başlamadan evvel
    Eûzü-Besmele çekmek. Diğer rek'atların başında da Besmele çekmek
    sünnettir.

    5 - Sübhâneke ve Eûzü-Besmele'yi sessizce okumak.

    Zamm-ı
    sûreden evvel Besmele çekilmez. Yalnız İmam-ı Muhammed, hafî kırâetle
    kılınan namazlarda Fâtiha'dan sonra okunacak sûre başında Besmele
    çekilmesini caiz görür.

    * Sabah ve öğle namazlarında uzun
    mufassal, ikindi ve yatsı namazında orta mufassal, akşam namazında kısa
    mufassal okumak da sünnettir. Mufassal, Kur'ân-ı Kerîm'in son 7 de 1
    kısmıdır. Üçe ayrılır. Uzun mufassal, Hücürât sûresinden Bürûc sûresine
    kadar olan kısımdır. Orta mufassal, Bürûc sûresinden Beyyine sûresine
    kadar olan kısımdır. Kısa mufassal da, Beyyine sûresinden aşağı olan
    kısımdır. Bu okuyuş, ikâmet ve vaktin genişliği durumunda söz
    konusudur. Yolculukta, vakit darlığında veya herhangi bir zaruret
    durumunda ne okunursa olur. Nitekim Resûl-i Zîşân Efendimiz, bir sabah
    namazını Muavvizeteyn (Felâk ve Nas sûreleri) ile kıldırmışlar, ashabın
    "namazı kısalttınız" suâline cevaben: "Bir çocuğun ağlamasını işittim.
    Annesinin telâşlanmasından korktum" buyurmuşlardır. Yolculuk sırasında
    sabah namazını Kâfirûn ve İhlâs sûreleri ile kıldırdıkları da rivayet
    edilmektedir.

    * Sabah namazının birinci rek'atını, ikinci rek'atından 2 misli uzatmak da sünnettir.

    6 - Fâtiha'nın sonunda okuyan ve işiten içinden Âmin demek.

    "Âmin"in mânası "duâlarımızı kabûl buyur" demektir.

    7 - Rükû'a eğilirken Allâhü Ekber demek.

    8 - Rükû'da, üç kere

    Sübhâneke rabbîye'l-azîm demek. Beş veya yedi kere de denebilir. Tesbihi tamamen terk veya eksik söylemek tenzihen mekruhtur.

    9 - Rükû'dan kalkarken

    Semiallahü limen hamideh demek.

    10 - Bunun ardından

    Rabbena leke'l-hamd demek.

    11
    - Kıyamda iken bir özür bulunmadıkça ayakların arasını 4 parmak kadar
    açık tutmak. Şişmanlık, fıtık gibi bir özür hâli varsa, ayakların arası
    daha fazla açılabilir.

    12 - Rükû'da parmaklar açık olarak dizleri eller ile tutmak.

    Kadınlar dizlerini elle tutmazlar, sadece ellerini dizler üzerine koyarlar.

    13 - Rükû'da dizleri dik tutup bükmemek.

    14 - Rükû'da arkayı dümdüz tutmak. Başla sırtı aynı hizada bulundurmak.

    Kadınlar rükû'da dizleri bükük ve arkaları biraz yukarıya meyilli dururlar.

    15 - Secdeye varırken, yere önce dizleri, sonra elleri, sonra yüzü koymak.

    16 - Secdeden kalkarken evvelâ yüzü, sonra elleri, sonra dizleri _a_birinci rek'atta __İ- 287

    yerden kaldırmak.

    17 - Secdelere varırken secdelerden kalkarken Allâhü Ekber demek.

    Rükû'a
    giderken ve rükû'dan kalkarken, secdeye varırken ve secdeden
    doğrulurken alınan tekbirlere intikal tekbirleri denir. Bu tekbirlerin
    yerinde olmasına çok dikkat edilmelidir. Meselâ, rükû'a giderken Allahü
    Ekber diyerek eğilmeye başlanacak ve rükû'a varışta tekbir de bitmiş
    olacaktır. Rükûa vardıktan sonra tekbir alınması doğru değildir. Diğer
    intikal tekbirleri için de durum aynıdır.

    18 - Secdelerde yüzünü
    iki elin arasına almak ve eller yüzden geri ve uzakta bulunmak. El
    ayası yere ve parmaklar da birbirine bitişik olmalıdır.

    19 - Secdelerde üç kere

    Sübhâne rabbiye'l-a'lâ demek.

    20
    - Secdede iken karnını uyluklarından, dirsekleri böğründen ve kollarını
    yerden uzak tutmak. Yani kolunu yere ve böğrüne yapıştırmamak.

    Kadınlar
    ise, secdede kol ve dirseklerini yere koydukları gibi böğürlerine de
    yanaştırırlar. Karınlarını da uyluklarına yapıştırırlar.

    * Kollarını böğründen ayırmak, cemaatın izdihamında, başkalarına eziyyetten sakınmak için terk olunur.

    21 - İlk ve son oturuşlarda ve secde aralarındaki oturmalarda, elleri kıbleye karşı bir halde, uyluklar üzerine koyarak oturmak.

    22 - Otururken sol ayağını yere yayıp üstüne oturmak, sağ ayağını ise, parmakları Kâ'be'ye dönük şekilde içe kıvırarak dikmek.

    Kadınlar ise, ayaklarını sağa doğru yatırarak otururlar.

    23 - Tehıyyât'ı sessizce içinden okumak.

    24 - Son oturuşta Tehıyyât'dan sonra Salâvat ve diğer namaz duâlarını okumak.

    25
    - Gayr-i müekkede sünnetlerin (ikindi ile yatsının ilk sünnetleri) ilk
    oturuşunda Tehıyyât'dan sonra Salâvatları okumak. Terâvihin de her
    oturuşunda Tehıyyât ile beraber Salâvatlar okunur.

    26 - Selâm verirken yüzünü önce sağa, sonra da sola çevirerek selâm vermek.

    Yalnız
    kılan selâm verirken Kirâmen Kâtibîn meleklerini düşünür, cemaatle
    kılan ise melekleri, cemaati ve imamı düşünür, böylece onlara selâm
    vermiş olur.

    27 - Cemaatle namaz kılarken bir veya daha fazla
    rek'ata yetişememiş kimsenin yetişemediği rek'atları tamamlamak için,
    imamın sola da selâm vermesini beklemesi.

    28 - Önü açık bir yerde namaz kılındığında sütre edinilmesi de sünnettir.

    29
    - İlk ve son oturuşlarda Tehıyyât okunurken lâ ilâhe denince sağ elin
    şehâdet parmağını kaldırıp, illâllah derken de indirilmesi sünnettir.

    Bunu
    yaparken de baş parmak ile orta parmak halka edilmeli; diğer iki parmak
    da içe bükülmelidir. Bir çok kimseler bu sünneti yapamazlar. Bu yüzden
    terki daha uygun bulunmuştur.

    30 - Son oturuşta salâvatlardan
    sonra ve selâmdan önce dua edilmesi de sünnettir. Bu dua, Kur'an'daki
    duâ âyetlerinden biriyle yapılmalı veya bunlara benzer bir dua
    olmalıdır. Kullardan istenebilecek şeyler hakkında namazda dua edilmesi
    (meselâ, "Ya rabbi! Bana şu kadar para ver" denilmesi) câiz
    görülmemektedir. Namazların sonunda mu'tâd olan

    Rabbenâ âtinâ fi'd-dünyâ haseneten ve fi'l-âhireti haseneten ve kınâ azâbe'n-nâr.

    Rabbenağfirlî ve li-vâlideyye ve li'l-mü'minîne yevme yekûmü'l-hısâb ayetlerinin okunmasıdır.

    31
    - Namazın sonunda sağa ve sola Esselâmü aleyküm ve rahmetullah diye
    selâm vermek. İmam selâmında, tüm cemaati ve hafaza meleklerini niyet
    etmelidir. Muktedî, selâmında, cemaatle beraber imamı da niyete
    almalıdır. Kendi başına namaz kılan ise, selâmında melekleri niyet
    etmelidir.

    * Sübhâneke:

    Sübhânekellâhümme ve bihamdik ve tebârekesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük) ve lâ ilâhe ğayrük.

    Allahım,
    seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Sana hamd ederim. Senin ismin
    mübârek, saltanat ve azametin yücedir. Senden başka ilâh yoktur.

    * Salâvatlar:

    Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahiyme ve alâ âli İbrâhiym. İnneke hamidün mecid.

    Allahümme bârik alâ Muhammedi ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ brâhime ve alâ âli İbrâhîm inneke hamîdün mecîd.
    NAMAZDA SÜTRE EDİNMEK

    Sütre, önü açık bir yerde namaz kılan kimsenin gelip geçene siper olmak üzere ön tarafına koyduğu şeydir.

    Sütre,
    en az bir arşın (70 cm. kadar) bir yükseklikte olmalıdır. Namaza
    durmuşsa, sütre kullanması sünnettir. Sütre edinilen şey bir sütun, bir
    ağaç veya yere dikilmiş bir değnek, sandalye v.s. gibi yüksekliği olan
    herhangi bir şey olabilir. Hadîs-i şerîf'te bir ok ile de olsa sütre
    yapılması emredilmiştir.

    Yer sert olup değneği dikmek mümkün
    değilse, uzunluğuna bırakılır. Sütre olarak kullanacak hiçbir şey
    bulunamadığı takdirde ise, namaz kılan kimse, önüne, uzunlamasına bir
    çizgi çizer. Hilâl gibi kavisli de çizilebilir. Maksad onun arkasında
    olan şeylere bakıp da kalbini meşgul etmemektir.

    Yere serilen
    seccade, yere çizilmiş olan çizgiden daha fazla önünden geçmeğe mâni
    olduğu için, sütre yerine de geçer. İbn-i Âbidîn, önüne elbise veya
    kitabını koymayı da kâfi görür. Sütreyi dikmek, yatık koymaktan; yatık
    koymak da çizgiden evlâdır.

    Erkek kısmı önünden geçeni ikaz için okurken sesini yükseltebilir. Sadece Sübhânallah da diyebilir.

    Namaz kılanın önünden geçilmesi, onun namazına zarar vermez. Ancak geçen kimse günahkâr olmuş olur.

    Cemaatle kılınan namazlarda, yalnız imamın önünde sütrenin bulunması kâfidir.
    NAMAZIN SÜNNETLERİ I_up_arrow NAMAZIN SÜNNETLERİ I_down_arrow

    NAMAZIN SÜNNETLERİ Empty

      Forum Saati Paz Nis. 28, 2024 12:15 pm