Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Namazın Bize Sağladığı Faydalar Nelerdir?

    Ruzgar
    Ruzgar
    Moderatör


    Mesaj Sayısı : 3096
    Doğum tarihi : 19/09/69
    Kayıt tarihi : 08/12/09
    Tecrübe Puanı : 47
    Yaş : 54
    Ülke : Almanya

    Namazın Bize Sağladığı Faydalar Nelerdir? Empty Namazın Bize Sağladığı Faydalar Nelerdir?

    Mesaj tarafından Ruzgar Ptsi Ara. 21, 2009 1:58 am

    Namaz bize dünyevî-uhrevî, maddî-mânevî pek çok faydalar sağlamaktadır. Bu faydalardan bâzıları şunlardır:

    1 - Günde beş vakit namaz kılan bir insan, daima Allah'ı hatırlar ve
    kendisini her an O'nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanın aklında
    kötü düşüncelerin barınmasına fırsat vermez. Verse bile çıkarıp
    atmasına sebeb olur. Zaten dünyada gördüğümüz her kötülüğün başı,
    Allah'ı unutmak ve Allah korkusuna kalbde yer vermemek değil midir?

    Dünyada
    insana Allah'ı unutturacak, gaflete atacak pek çok şey vardır. İnsan
    yaradılışı itibariyle gece-gündüz dünya meşgaleleri içindedir. Böyle
    kesif bir meşgale içinde bulunan insana, elbette her an Allah'ı
    hatırlatacak bir şey'in olması gerekir. Böyle bir şey olmaz ise, insan
    hem Allah'ı unutur, hem de kalbinde Allah korkusuna yer vermez. Allah'ı
    unutunca da yalnız kendi nefsini, keyfini, menfaatini düşünen bencil
    bir insan hâline gelir. Hak, hukuk, adalet gözetmez. İnsanlar bu hâle
    gelince, artık ona ne kanun, ne polis, ne de jandarma te'sir edebilir.
    Fırsat bulduklarında meşru' olup olmadığına bakmaksızın her arzu
    ettiklerini yaparlar.

    İşte bunun içindir ki, Allah Teâlâ,
    insanoğlunun kalbine ona daima Allah'ı hatırlatacak ve O'ndan
    korkutacak bir bekçi koymuştur. Bu bekçi de Namazdır.

    Namaz,
    insana Mevlâsını hatırlatır. İnsan Mevlâsını hatırladıkça kötülüklere
    olan meyli kırılır. Akıl, fikir, el, ayak, göz kulak gibi bütün
    âzalarını kötülüklerden çeker. Başkasının malına, canına, ırz ve
    namusuna göz dikmez.

    Namazın bu hususiyetine Kur'ân-ı Kerîm'de şu şekilde işâret olunmuştur:

    "Namaz kıl. Zira namaz insanı fahşâ ve münkerden, yani, her türlü kötü ve çirkin işlerden alıkor."

    Hadîs-i şerîf'te de meâlen:

    "Namaz
    dînin direğidir. Kim namazını kılmaya devam ederse, dînini yıkılmaktan
    korur, muhafaza eder. Kim de onu terkederse, dinî hayatın direğini
    yıkar, dindarlığını muhafaza edemez hâle gelir" buyurulmak suretiyle,
    bu husus veciz bir şekilde beyan edilmiştir.

    Namazın insana Allah'ı nasıl hatırlatıp onu her türlü kötülüklerden nasıl alıkoyduğunu biraz daha açıklayalım:

    Namazİnİ
    devamlİ kİlan bir kimse, sabahleyin erken kalkar, sabah namazİnİ kİlmak
    ve Allah'a olan borcunu ödemek için, önce abdest alİr. İçini ve dİşİnİ
    temizler. Kalbinde bir kötülük varsa onu atar. Temiz bir kalb ve temiz
    bir vücudla Allah'İn divanİna çİkar, huzurunda durur, namazİnİ kİlar.
    Bundan sonra işine gider.

    İş esnasİnda huyu, suyu, sözü sohbeti
    başka başka insanlarla karşİlaşİr. Bunlardan iyi ve kötü pek çok söz
    işitir, insan olmasİ hasebiyle zaman zaman kalbine kötü düşünceler
    gelir. Hİrs, hased, kin, intikam hisleriyle dolar. Bunların bir
    kısmının te'sîri altında bir şeyler yapmaya karar verdiği ve yapmak
    için hazırlığa da giriştiği bir sırada, müezzinin Allahu Ekber diyerek
    öğle namazına çağırdığını işitir. İşte o zaman kalbi kin ve intikam,
    hırs ve hased ile dolu olan insan, kalbindeki bütün bu kötü hisleri bir
    tarafa atarak namaza koşar. Yine temiz bir kalb ve temiz bir vücud ile
    Allah'ın huzuruna durur. Namaz onun imdadına yetişmiş, herhangi bir
    kötülük işlemesine fırsat vermeden Allah'ın huzuruna çıkarmıştır.

    Namazın bu imdadı ona ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde de yetişir.

    Artık
    o insan için, kötülük yapmaya ve düşünmeye zaman kalmamıştır. Beş vakit
    namaz ona bu fırsatı vermez. Çünkü bir vakit namazın kalbinde bıraktığı
    te'sir kaybolup gitmeden diğer bir vaktin namazı gelip girer. Bu
    sebeble namaz kılmakta devamlı olan bir insanın kalbinde Allah sevgisi
    ve korkusu hiç eksik olmaz. Böyle bir kalbten de kötülük sâdır olması
    beklenemez.

    2 - Namaz, mü'minin günlük hayatını da düzenler.
    Günde beş vakit, belirli vakitlerde Allah'ın huzurunda bulunma
    zarureti, insanı belli bir düzen ve disiplin içinde yaşamaya sevkeder.
    İşlerini, namaz vakitlerinin hâsıl ettiği zaman dilimlerine göre
    tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir şekilde yapılan
    çalışmalar ise, insanı hayatta huzurlu ve başarılı kılar.

    3 -
    Her namaz, sahibine nefsini murakabe, muhasebe ve kontrol melekesini de
    kazandırır. Sık sık müdür veya müfettiş huzuruna çağrılan bir memur,
    nasıl görevinde dikkatli davranır, işlerini muntazam bir surette
    yürütürse, bunun gibi günde en az 5 sefer Hâlikının huzuruna çıkan bir
    insan da, bütün işlerini hatâ ve yanlışlığa meydan vermeyecek şekilde
    yapar.

    4 - Namaz kılan bir mü'min, kalben müsterihtir, ruhen
    kuvvetli, mânen güçlüdür. Hayatı boyunca, vazifesini hakkıyla yerine
    getirmiş olmanın huzuru ile yaşar.

    5 - Beş vakit namazını kılan
    kimseyi, Cennetine koyacağına dair Allah Teâlâ'nın va'di vardır. Yeter
    ki kılınan namazlar, sırf rızâ-yı İlâhî için olsun ve erkân ve âdâbına
    riayet edilerek eksiksiz yapılsın. "Cennetin anahtarı namazdır" hadîs-i
    şerîfi, bu İlâhî va'di te'yid etmektedir.

    Yanlış anlaşılmasın,
    bu ifade, namaz kılmayan kimse Cennete giremez demek değildir. Allah
    isterse, kulunun râzı olduğu bir iyiliğinden veya İslâmî bir
    hizmetinden dolayı, onun bütün günah ve kusurlarını, ibâdet borçlarını
    afvedip Cennetine koyabilir. Bu, tamamen O'nun lütuf ve merhametine
    kalmış bir husustur. Fakat namaz ibâdetini mâna ve ruhuna uygun şekilde
    eksiksiz olarak yerine getirene ise, Allah, Cennetini va'detmiştir.
    Va'dinden dönmek O'nun şânına yakışmaz.

    6 - Günde 5 vakit namaz
    kılmak, aynı zamanda küçük günahlar için bir keffârettir. Resûl-i Ekrem
    Efendimiz, 5 vakit namazı vaktinde kılan kimseyi, günde 5 defa evinin
    önünden akan bir nehire girip yıkanan kimseye benzetir ve sonra şöyle
    buyurur:

    "Günde 5 defa suda yıkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalır mı?

    İşte
    namazını kılan, günde 5 vakit Rabbinin huzurunda başını secdeye koyup
    rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin
    günahlarını afveder. İsterse günahları köpükler kadar çok olsun."

    Bir başka hadîs'te de şöyle buyrulur:

    "Namazını vaktinde kılan kimsenin iki namaz arasındaki küçük günahlarını Allah Teâlâ afveder."

    Namaz
    için abdest alan kimse, abdest uzuvlarını yıkadıkça, o uzuvlarla
    işlenen küçük günahların suyla birlikte yıkanıp gideceği de yine
    rivayetlerde gelmiştir.

    7 - Rükünlerine ve âdâbına tam riayet
    edilerek kılınan 5 vakit namazın, kıyâmet gününde sâhibi için bir nur,
    hüccet ve delil olacağı ve onu kabirde karanlıklardan ve azabtan ve
    haşir mahkemesinde de hesabın zorluklarından kurtaracağı yine hadîs-i
    şerîflerin beyanından anlaşılmaktadır. Bundan daha büyük bir lütuf ve
    ihsan olur mu?

    8 - Namazın dünyevî ve uhrevî en mühim
    faydalarından birisi de namaz kılan kimsenin bütün dünyevî iş ve
    çalışmalarının güzel bir niyetle ibâdet hükmüne geçmesidir.

    İnsan
    namazını kılarak Allah'ın hukukunu yerine getirirse, geçimini helâl
    yerden te'min etmek niyetiyle yapacağı bütün gayret ve çabaları âhireti
    açısından boş ve faydasız bir dünyevî çaba olmaktan çıkar, ibâdet
    hükmünü alır. Artık o insanın bütün ömrü, bir ibâdet hâli içinde geçer.
    Hiçbir gayret ve çalışması Allah katında zâyi olmaz, boşa gitmez.

    Eğer
    o kimsenin geçimini te'min için çalıştığı iş, umumun menfaatini de
    alâkadar eden bir meşgale ise, o şahıs yaptığı işin neticesinden
    istifade eden umum insanlar adedince de sevabları kazanır.

    İşte
    bu büyük kazancın tek bir şartı vardır. O da farz olan namazlarını
    kılmak, ciddî bir mâzeret olmadan namazlarını geciktirerek kazaya
    bırakmamaktır.

    Namaz kılan kimsenin bütün dünyevî çalışmalarının
    ibâdet hükmüne geçmesi sırrı, kişide çalışmaya, insanlara faydalı
    olacak hizmetlerde bulunmaya karşı ciddî bir şevk ve heyecan meydana
    getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maişeti için
    çalışmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Fütûr ve
    tembelliğe düşmez. "Artık ihtiyarladım. Bir köşeye çekilip sadece
    âhiretime çalışayım" diye düşünmez. İnsanlığa ve aile ferdlerine daha
    faydalı olmak için çalışır, çabalar.

    Çünkü, bilir ki, namazlarını kıldığı için bütün dünyevî çalışmaları da ibâdet hükmünü almaktadır...

      Forum Saati Paz Nis. 28, 2024 9:48 pm